ikinci bahar

ikinci bahar
ikinci bahar

20 Mayıs 2012 Pazar

Amy May

İngilizce öğrenmek yıllar boyu önceliklerim arasında oldu. İlkokulda kurslar, devam ettiğim orta ve lisede dil eğitimi ağırlıklı müfredat vardı. Birlikte uzun yıllar eğitim aldığımız birçok arkadaşım da aynı şartlarda eğitim hayatlarını tamamladı. Çalışma hayatına atıldığımızda, arkadaşlarımın bir kısmı beş ay, sekiz ay ve daha uzun süreli ve tam zamanlı – mesai yapmaksızın – ilave dil eğitimi aldılar. Ancak dili hiç kullanamadan çalışma hayatını tamamlayanlar oldu.
Bu arada ben de kısa aralar dışında, sürekli dil öğrenmek için gayret sarf etmeye devam ettim.
Dil seviyesini belirleyen sınavlardan birinden aldığım not nedeni ile iki aylığına Belçika’ya gönderildim. Çeşitli ülke temsilcilerinin bulunduğu uluslararası çalışma ortamında tecrübeler
edindim. Ancak İngilizce dil seviyemin yeterli olduğunu söylemek mümkün değildi. Konuşmak ve karşılıklı fikir alışverişinde bulunmanın yeterli olmadığını, ülke menfaatlerinin oluşturulmasında dilin etkin kullanımının ne kadar önemli olduğunu gördüm. Belçika’ya iki ay için gelmiştim. Sonrasında daha uzun süreli görev alabilmemiz, yapılacak sınavlarda daha yüksek not alabilmekle mümkün olacaktı. Bu nedenle sınavlara yönelik kurs almam gerektiğini düşünmüştüm. Benimle aynı fikirde olan bir arkadaşımla birlikte  “Language Circle”  olarak adlandırılan dil eğitim merkezine müracaat ettik. Günlük mesaimizi de dikkate aldığımızda iki kişi için ayrı bir kurs düzenleme kararı alan yönetim bizi öğretmenimiz Amy May ile tanıştırdı. Amy, seviyemizi belirlemek amacıyla ve elimizdeki iki aylık süreyi en iyi nasıl değerlendirebiliriz anlamında bize sorular sordu. Ona gelecekte gireceğimiz sınavları anlattık. Önceliğimizin bu sınavlardan not almak olduğunu ifade ettik. Karşılıklı konuşurken “ elimizde kısıtlı zaman bulunduğunu, sınavdan not almayı hedefleyen bir çalışma yapmak istediğimizi, önceliğimizin İngilizcemizi geliştirmenin de ötesinde bu sınavda çıkacak soruları cevaplamak olduğunu” vurguladık. Sözümüzü tamamladığımızda hocamızın yüz ifadesini görünce utandığımı hatırlıyorum. Kadıncağız bize bir şeyler açıklamaya çalışmış, belki de “önce temelleri sağlamlaştıralım, elimizdeki zamanı sağlam adımlar atmak için kullanalım, gramerden başlayalım vb. “ anlamında bizleri ikna etmeye çalışmıştı. Kabul etmedik. Sonuçta bizim istediğimiz şekilde bir program hazırlayarak her akşam birlikte çalışmıştık.
Bu ve benzeri hikâyesi olan birçok kişinin dil eğitimi geçmişi olduğunu kabul edebiliriz.  Aynı şartları paylaştığımız arkadaşlarım içinde kendini ifade etmenin ötesinde başarılı bir şekilde dili iyi kullanabilenler de oldu. Ancak gerek kişisel, gerekse devletin kaynaklarının bu konuda ne kadar etkin kullanıldığının sorgulanması gerektiğine inanıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder