ikinci bahar

ikinci bahar
ikinci bahar

24 Mayıs 2012 Perşembe

Unutma

Hayatın acı-tatlı yanlarının olması çok doğal. Her şey mükemmel olsa, hiç sorunla karşılaşmasak, farklılıkların olmadığı bir dünyada yaşasak nasıl olurdu? Herhalde mutlu robotlar haline gelirdik. Bir tarafta mantığımız, diğer tarafta duygularımız ağar basarak olayları yaşıyoruz. Tecrübeler ediniyoruz. Dileğimiz kaldırabileceğimiz ağırlıkta sorunlarımızın olması.
Geriye baktığımızda hem kendimize hem de başkalarına yararlı olabilmenin yollarını aradığımızı, bu konuda çıkan fırsatları değerlendirmeye çalıştığımız söyleyebilirim. Elbette eksikliklerimiz, hatalarımız oldu.
Yeni yaşadığımız bir olayı özetlemek isterim. Bir şekilde farkına vardığımız yoksulluk içindeki
bir aileyi ziyaret ettik. Baba vefat etmiş. Beş çocuk annesi olan kadın kötü olarak değerlendirilen hastalıktan yatıyor. Altmışlı yaşlarda görünen kadın kırklı yaşlarında. Biri torunu olmak üzere evde altı çocuk var. Ancak okul çağındakiler hariç aile pek de bir arada değil. Muhtarın gayretleri ve Belediyenin yemek vb. yardımı onlar için önemli bir destek. Hasta kadının yanına girdiğimizde ayaklarımızın ıslandığını hissediyoruz. İki gün önceki yağmurda çatıdan akanlar evini de ıslatmış. Kadın yattığı yerden mahzun yüzüyle konuşmaya çalışıyor. Perişanlığını gizleyecek mecali de yok. Yüzündeki çizgiler derin, dişleri eksik. O sırada çocuklardan ikisi evde. Evde olan iki kızdan büyük olanı annesine bakabilmek için son dönemde okulu ihmal etmek durumunda kalmış. Küçük kız seneye okula başlayacak. Her ikisi de ıslak zeminde çıplak ayaklarıyla dolaşıyor. Genel manzara iç karartıcı. Mantığımız yardım etmeliyiz komutunu veriyor. Duygularımız da ona paralel düşünüyor. Durum vahim.
İhtiyaçları tespit ettikten sonra ayrılıyoruz. Kısa süre içinde yapılabilecekleri hallederek geri dönüyoruz. Ancak durumu düzeltmek konusunda ne kadar başarılı olabiliriz sorusuna biz de henüz cevap bulamadık. Çözümü başkalarından beklemek kolaycılık olur diye düşünüyoruz. Evet devlet ve başkaları bir şeyler yapabilir ise biz de memnun oluruz. Biz ne yapabiliriz sorusu gündemimizde yer almaya devam ediyor.
“Küçük bir kuru lokmayı dahi israf etme hakkımız yok” veciz sözünün aklımızda daha da belirginleştiğini hissediyoruz. Kendi hayatımızı yaşarken sıkıntıda olan başka hayatları unutmamalıyız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder